Taşlaşmış Ne Demek? Bir İnsan Nasıl Fosil Olur da Fark Etmez?
Hayatta hepimiz bir noktada “taş” kesilmişizdir. Hani şu eski sevgilinin mesajına hâlâ cevap veremeyip ekrana bakan tip var ya… ya da markette kasada sıranın ilerlediğini fark etmeyip hâlâ sakız reyonuna dalmış olan… İşte onlar tam anlamıyla “taşlaşmış” insan örnekleri. Evet sevgili okur, bugün taş gibi olmanın sadece bedensel değil, ruhsal ve duygusal boyutlarını da konuşacağız. Kemerlerini bağla çünkü biraz fosil, biraz stratejik, biraz da empatik bir yolculuğa çıkıyoruz.
—
Taşlaşmış Ne Demek? Sadece Heykeller mi Taşlaşır?
Kelime anlamıyla “taşlaşmış”, taş gibi sert ve hareketsiz hâle gelmiş demek. Ancak günlük hayatta bu kelime sadece coğrafya kitaplarında kalmıyor. Bazen bir bakış taşlaşıyor, bazen bir ilişki… Bazen de bir insan, duygularını yıllar içinde o kadar saklıyor ki, sonunda “duygu fosili”ne dönüşüyor.
Ama gelin görün ki mesele sadece sertleşmek değil; bazen taşlaşmak bir savunma mekanizması, bazen de “boşvermişliğin” sanatsal bir formu oluyor.
—
Stratejik Erkek Zekası: “Dur, Taşlaşmak Bir Plan!”
Şimdi dürüst olalım beyler… Bir şeyleri çözmek bizim genlerimizde var. O yüzden bir olay karşısında duygularla değil, mantıkla hareket etmeye bayılırız. Kadın “Neden aramadın?” diye sorar, adam “Çünkü aramayarak seni merakta bırakarak ilgini diri tutmayı planladım.” der. İşte stratejik zekânın taşlaşma versiyonu tam olarak budur.
Birçok erkek için taşlaşmak, soğukkanlı kalmak demektir. “Evet, kalbim kırıldı ama bunu çaktırmayacağım çünkü stratejim bu.” cümlesi, çoğu zaman iç sesin ta kendisidir. Bu durum bazen “karizma” olarak algılansa da çoğunlukla “duygu fosili” etiketini de beraberinde getirir.
—
Empatik Kadın Dokunuşu: “Taşlaşma, Gel Sarılalım”
Kadınların yaklaşımıysa bambaşkadır. Bir sorun çıktığında çözüm aramak yerine önce o sorunun duygusal köklerine inerler. “Acaba neden taşlaştı? Çocukken sevdiği oyuncak mı alınmadı? Belki de sadece sarılınmak istiyordur…” gibi 28 farklı senaryoyla empati kaslarını çalıştırırlar.
Bu da güzel tabii… Ancak bazen erkek tarafı hâlâ soğuk ve stratejik bir tavırla ortada dolaşırken, kadın tarafı onu eritmeye çalışan bir volkan gibi sabırla bekler. İlişki dediğin şey de tam olarak bu iki uç noktanın dansı değil mi zaten?
—
Taşlaşmanın Evrimsel Kökenleri: Fosil İnsanlar Aramızda
İlginçtir ki insanlık tarihi boyunca taşlaşma hep var olmuş. İlkel atalarımız tehlike anında donup kalırdı çünkü hareket etmemek hayatta kalmanın en iyi yoluydu. Bugün de bazen “duygusal tehlike” karşısında aynı şeyi yapıyoruz. Mesela biri “Artık seninle görüşmek istemiyorum.” dediğinde… tık — Beyin hata veriyor, gözler donuyor, ruh taş kesiliyor.
Yani taşlaşmak sadece modern çağın bir ilişkisel dramı değil; evrimsel bagajımızın günümüze taşmış bir yansıması.
—
Günlük Hayatta Taşlaşma Belirtileri
📱 Mesajlara Cevap Verememe Sendromu
“3 gün oldu ama hâlâ ‘görülmeyi’ sindirmeye çalışıyorum.”
🪨 Kırgınlığını Anlatamama Hâli
“Yok yok sorun yok…” (İç ses: Sorun Everest boyutunda.)
😶🌫️ Hayata Karşı Duyarsızlaşma
“Sevsen de olur, sevmesen de… Ben taşım.”
Eğer bu belirtilerden üçü sizde varsa, tebrikler! Sertifikalı bir taşlaşmış bireysiniz.
—
Taş Gibi Tavırları Eritmenin Yolu
Şaka bir yana, taşlaşmak bazen kaçınılmaz ama geri dönüşü olmayan bir yol değil. Bunun ilacı da iletişim. “Taş gibiyim çünkü kırıldım” demek, “Sessiz kaldım çünkü korktum” diyebilmek her şeyin ilacı. Erkek tarafı biraz empati, kadın tarafı da biraz strateji katınca ortaya şahane bir denge çıkıyor.
Ve unutma sevgili okur: Taş, suyla buluştuğunda şekil alır. İnsan da sevgiyle buluştuğunda çözülür. 🌱
—
Son Söz: Taşlaşmış Olmak Bir Son Değil, Başlangıç
Belki taşlaştın, belki de birinin taş gibi tavrına maruz kaldın. Fark etmez. Asıl önemli olan, bunu fark edip üzerine konuşabilmek. Şimdi top sende: En son ne zaman “taş gibi” davrandığını hatırlıyorsun? Yorumlara yaz, birlikte gülelim, birlikte çözülüp insan kalalım.